Bir camın arkasında durup aralarında oğlumun da olduğu o odadaki bir sürü yeni doğmuş bebeğe bakarken aklıma “Gregor Samsa o sabah kâbuslarından uyandığında kendisini dev bir babaya dönüşmüş olarak buldu” cümlesi gelince manyak olduğuma kesin kanaat getirdiysem de hiç istifimi bozmadım…
Annelik çok kutsal… Kabul.
Cennet annelerin ayağının altında… Elbette.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar… Pek tabii.
Babaları koy çuvala, salla salla vur duvara. Anneler ne kutsallığı paylaşsın babayla, ne de ayaklarının altındaki cennetten bir ayaklık yer versin. Oh, ne âlâ memleket. Oysaki babalar da son derece ”gerçek” biçimde ağlayabilir; hele ki çocuğun tıka basa dolmuş alt bezini temizlemek zorunda kaldılarsa.
Ama artık yeter!
Babalar başkaldırıyor!
Çocuğun doğumundan altını ilk pislemesine, okula başlamasından ilk aşkına dek yaşadıklarında bir baba neler hissediyor, merak etmiyor musunuz? Yeri geldi mi ”taş kalpli” rolünü uygun gördüğünüz o adam acaba gerçekten o kadar katı mı?
İşte Gökalp Gökulu tam bu noktada devreye giriyor ve ortaya bir ”babalık manifestosu” koyarak oğlu Levent’i büyütürken yaşadıklarını, hissettiklerini sizinle paylaşıyor. Hem de bunu öyle eğlenceli bir üslupla yapıyor ki yer yer okuruna kahkahalar attırıyor.
Bu kitap, bugüne dek hep annelerin penceresinden baktığınız dünyaya bir kez de babaların gözünden bakın diye yazıldı.
Size de okumak kaldı.
Yazar: Ş. Gökalp Gökulu
Kitap Adı: BaBaBaBa
Türü: Deneme
Sayfa: 152
ISBN: 978-9944-106-81-8
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.