Kadın Hakları Savunucusu Ferda Güneş Aydın, “Kadının çağdaşlığı aileden başlamalı yaşam boyu sürmelidir. Kadının üretimine set çeken, kadının üretimine set çeken, sanatta ve bilimde kadının ince ruhunun izlerini taşımayan toplumlar çökmeye mahkumdur” dedi.
Kadın hakları savunucusu Ferda Güneş Aydın Türkiye’de kadın hakları konusunda önemli bilgiler verdi. Referandum sonrası Türkiye’de kadın hakları ile ilgili konuşan Aydın, “Kadına yönelik şiddet her toplumda ve her dönemde var olmuş ve var olacak bir sosyal olgudur. Kadın hakları ve eşitlik alanında geçen yüzyıldan başlayarak batı ve diğer ülke toplumlarında yoğun, üstelik zaman zaman kanlı geçen bir süreç yaşanarak ilerleme kayıt edilebilmiştir. Ancak durum böyleyken Türk kadınları kamusal ve kurumsal alanda bireysel olabilme yolculuğunda bir mihenk taşı olan Seçme ve Seçilme Hakkı uğraşısız, çabasız, neredeyse altın tepside Atatürk tarafından verilmiştir.
Ne yazık ki geçen yıllar içinde bu hakların evrilme ve toplumun en uç noktasına değin ulaşma, sindirme ve uygulama süreci kesintiye uğramış, üstelik üzülerek belirtmem gerekir ki, bu alanda geriye sayım müthiş bir ivme kazanmıştır.” dedi.
OMUZLAR ÜZERİNDE GÖKLERE YÜKSELMEYE LAYIKSIN
Aydın şöyle devam etti: “Bunun nedenlerini, sonuçlarını sosyokültürel açıdan irdelemek, tartışmak olası. Ne var ki kanımca Türk kadını da kendisine sunulan bu haklara sahip çıkmayı becerememiştir. “Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın” diyen bir liderin ardından günümüz Türkiye’sinde kadına yönelik şiddetin günlük, olağan hatta sıradan bir hal alması anlaşılır gibi değildir. Üstelik öncelikle bir kadın ve yazar olarak bu vahşet beni derinden yaralamakta. Kadının üretimine set çeken, sanatta ve bilimde kadının ince ruhunun izlerini taşımayan toplumlar çökmeye mahkumdur. Özgür bireylerin yeşermediği ortamlarda, özgür kadınlar filizlenmez.
Öncelikle aileler kız çocuklarını yetiştirirken onları geleceğin kadın adayı değil de, birey adayı olarak yetiştirmek zorundadır. Kadının çağdaşlığı aileden başlamalı yaşam boyu sürmelidir. Kadını kollayan ve koruyan yasaların uygulama süreci titizlikle izlenmelidir.
“SİZE VERİLEN HAKLARIN SONUNA DEK ARKASINDA DURMALI”
Kadına karşı açıkçası insana yönelik şiddete duyarlı sivil toplum örgütleri çoğalmalıdır. Son olarak Türk kadınlarına şunu söylemek isterim. Bulunduğunuz toplumsal kesim ne olursa olsun size verilen hakların arkasında durmalı ve sahip çıkmalısınız. Size dayatılan tarihin karanlık sayfalarında kalmış öğretilere kişisel gelişiminizi dinamik tutarak bent çekmenizi umut ederek hepinizi yarım kalmış şiir yüreklerinizden öpüyorum.